10 Kasım 2008 Pazartesi

İNSAN NE İÇİN YAŞAR?

İnsan ne için yaşar?
Her sabah yeni güne uyanıp, ‘bugünde açtık gözümüzü’ diye şükretmek midir hayat?
Başkalarının acılarına, üzüntülerine, kalp kırıklıklarına, kulak tıkayıp…
Kendi hayal dünyasında, kendi cennetinde mi yaşamalıdır insan?

İnsan ne için yaşar?
Her akşam evine geldiğinde, sadece huzur değil midir aradığı?
Sevdiğinin, çocuklarının gözlerindeki sevgi ve mutluluk, yetmez mi insana bir ömür?
Hep daha mı fazlasını ister? Ve bu uğurda mı harcar bütün yaşananları?

İnsan ne için yaşar?
Nefret midir onu yaşatan? Yoksa kin mi?
Bin kere idam eder zihninde, çarpar, böler, çıkarır, toplar…
Kendi hayatından verir usulca, farkında olmadan kendine ettiği zararın…

İnsan ne için yaşar?
Bir dost sarılışı, bir çift tatlı söz, bir sıcacık dokunuş değil midir aradığı?
Hiç okunmamış, ama kitaplıkta güzel duran kitaplar misali…
Tanımadığı kişilerle, sanal arkadaş listelerini çoğaltırken…
Kendini kandırmaz mı yine insan? Sayılara bağlarken dostluklarının kalıcılığını…

İnsan ne için yaşar?
Uyumak, uyanmak, yemek, içmek, gezmek, sevmek, sevişmek midir hayat?
Birbirine benzeyen günler arasında, hayatı, işi gücü ile uğraşmak yerine…
Kaybettiği ortamlarda, hala! kendine yer edinmeye çalışmak mıdır mesela?

İnsan ne için yaşar?
O son toplantıda ‘çok iyi insandı rahmetli’ yi duymak için mi çabalar ömrü boyunca?
Yoksa, en yakınlarını bile hiçe sayıp, gerçek yüzünü, çirkefliğini mi sergiler boylu boyunca…
Zaten, ‘iyi insandı’ diye anılmak için önce ‘insan’ olmak gerekmez mi kanımca?

İnsan ne için yaşar?
Biraz bu dünya, biraz öteki dünya için…

Ve öteki dünyaya kalmaz hesaplar çoğu zaman…

------------------------------------

Yaşadıklarım, ya da yaşamadıklarım…
Yaptıklarım, ya da yapmadıklarım…
Bana yapılanlar, ya da yapılmayanlar...
Acılarım, incinmelerim, korkularım, kızgınlıklarım, hazlarım…
Mutluluğum, sonsuz şükrüm, eşim, çocuklarım...
Kaderse yaşananlar ve doğmadan yazılmışsa alnımıza…
Her işte bir hayır vardır deyip, bunu da kucaklarım…


İyi haftalar dilerim…

Banu DURGUNLU
03.11.2008

CUMHURİYET

29 EKİM 1923 yılında TBMM’si CUMHURİYET’ i ilan etmiştir. O günden bu yana, bu tarih ülkemizde resmi bayram olarak kutlanmaktadır…
Bizler de ‘Bursalı Anneler’ olarak bugünü bize… Biz, Cumhuriyet Kadınlarına yaraşır bir şekilde, meydanlarda elimizde Ay yıldızlı bayraklar ve ulu önder Atatürk’ün fotoğrafları ile eşimiz, oğlumuz, kızımız ile birlikte büyük bir heves ve coşku ile kutlayacağız… Daha bebeklikten, çocukluktan bu sevgiyi, bu ruhu vermek için onlara… Yarınlarımız için… Türkiye için… Vatanımız için…

Yakışır bize aydınlıklarSende söyle bunu kendineDüzelir bütün yanlışlıklarYürüyelim ArkadaşlarBizim için savaşanlar Çok çalışanlarBizden zafer bekliyorlarBayrak bizde sıra bizde arkadaşlarHepimizin bu topraklarKöylüsü şehirlisiİşçisi efendisi ellele veririz elbetİşte cumhuriyet işte medeniyetHakkını veririz elbetTürkiye için vatanımız içinHep beraber çalışacağızBayrağımız için geleceğimiz için Hep beraber başaracağızTürkiye için vatanımız içinHep beraber çalışacağızÇocuklarımız için geleceğimiz için Hep beraber başaracağızDuman tüter köyün bacalarındanKudret yağar şehireİzindeyiz atam sen merak etmeBüyüyor yeni Türkiye


Yüreğinde sonsuz vatan, millet, cumhuriyet sevgisi taşıyanlar… Cumhuriyetine sahip çıkanlar…
Sizleri de bekleriz…
Unutmayalım ki; CUMHURİYET… Yurttaşların seçme ve seçilme hakkının olduğu bir yönetimdir. Ulus temsilcilerinin kabul ettiği yasalarla ülkenin yönetilmesidir. Cumhuriyet yönetiminde söz ulusundur…
Cumhuriyeti korumak, kollamak, yaşatmak her Türk vatandaşının ödevidir.

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN….

İyi haftalar dilerim

Banu DURGUNLU
27 EKİM 2008