30 Ekim 2008 Perşembe

ÇİÇEK KIZ

Canlar gitti… Canlar yitti…
Sonra, Aktütün’de, kendi küçük, ama yüreği büyük bir ÇİÇEK bitti…

Okumak istiyorum, dedi…
Çocuk olmak bizim de hakkımız, dedi…
Biz de mutlu olmak istiyoruz, dedi…
Biz de başarılı olmak istiyoruz, dedi…
Diğer çocuklar gibi, insan olmak istiyoruz, dedi…

Bir uçaksavar mermisini eline alıp…
Bunu değil, kalem tutmak istiyoruz, dedi…
Okulumuzu istiyoruz, dedi…
Okulunuz neden kapalı? Diye sordular…
O küçük bedenli, büyük yürekli ÇİÇEK kız…
Atatürk olsaydı okulumuz kapanmazdı? Dedi.

Önce, ÇİÇEK kız konuştu… Sonra başkaları…
En sonra da, binlerce ÇİÇEK’ ten sorumlu olanlar konuştu…
Ama onların söylediği; gel sana, kıyafet, defter, kitap verelim, sen sus oldu…

O kocaman güzel gözlere, o kırmızı al yanaklara bakarken…
Ah deli kızım dedim içimden…
Ah cesur kızım… Bahtın açık, şansın bol olsun…
Çünkü öyle bir coğrafyada ve zor şartlarda yaşıyorsun…

Karlı dağların ardında biri yaşarmış
Bulut olur yağmur olur
Bize bakarmış
Hem yakın hem uzakmış
Yanakları al almış
Deli kızım uyan
Söylenenler yalan


O küçük bedenli, büyük yürekli kız konuştu…
Milyonlarca büyük bedenli, ama küçük yürekli sustu!

Oysa zor zamanların insanlarıydık biz…
Bizim kültürümüzde imece vardı, yardımlaşma vardı…
Komşusu açken, tok yatan… Eşi, dostu, akrabası zordayken, rahat yaşayan…
Bizden sayılmazdı…

Hele vatansa... Ve o vatanın evlatlarıysa, söz konusu olan
Kim tutardı bizi? …
Yoktan var eder, gerekirse kendimizin, çocuğumuzun rızkından keser…
Yeterdik bir şekilde… Yetişirdi elimiz kolumuz o uzak denilen yerlere.

Şimdi? L

Yine olur elbet… Yeter ki istesin insanlar…
Yeter ki hatırlasınlar, o sözleri ve o kocaman masum gözleri
İnanıyorum ben ve benim hala ümidim var…

İyi haftalar dilerim…

Banu DURGUNLU
13.10.2008
*****"Bir çocuk değişir, Türkiye değişir." Kampanyası'na destek olmak için;
TEGV' e SMS yoluyla bağış yapmak isterseniz, cep telefonunuzun kısa mesaj özelliğinden faydalanarak,
EGITIM yazıp 3353'e kısa mesaj göndererek Eğitim Gönüllüleri'ne 10 YTL bağışta bulunabilirsiniz

12 Ekim 2008 Pazar

ACI ve TATLI

Yola çıktık… Yol aldık… Kara, deniz, hava, her türlü aracı kullandık…
Vardık tatil mekanına… Şöyle temiz, derin bir nefes çektik ciğerlerimize bol oksijenli.
Deniz kokusuna kattık, hanım elini, yasemini, gülü… Çiçeklerin o baygın kokusunda kalmak istedik hep…
İlk birkaç gün, bırakmak istedik her şeyi, işi gücü, evi yeri, belki herkesi…
Yerleşmek gerek dedik bu huzura, satmak gerek malı mülkü, karışmak organik domatese, marula, toprağ :)
Bayram günü geldi sonra… Turistlerle dolu iken çevremiz ve onlar bilmezlerken bayramı, seyranı…
Özledik evimizi, buruldu içimiz…
Dostlar, akrabalar aradı sonra, uzaklardan da olsa seslerini duyduk, mutlu olduk… Arandık, sorulduk… Kutladık, kutlandık
Gezdik, gördük… Son demler bunlar dedik, bol bol yüzdük
Ne gazete? Ne televizyon? Ne internet? Ne laf? Ne söz? Duyduk…
Kafamızı boşalttık, kalbimizi ferahlattık, taze, temiz şarj olduk döndük.
Döndük ve gördük?
15 Vatan evladı, yitip gitmiş yine cennete… Ateş düştüğü yeri yakmış:(
Beylik laflar edilmiş, toplantılar yapılmış… Ama doğmamış bebeler, babalarına kavuşamamış :(
Dünya krize girmiş, bizimkiler tam da Türk işi bir şekilde ‘ Bize bir şey olmaz?’ demiş :(
Bir baba, anne acısını unutturmaya çalıştığı dünya güzeli üç çocuğu ile terki diyar etmiş :(
Bayram da yollar kan revan olmuş, şimdi o evlerde bayrama lanet edilmiş :(
Mesaj kaygılı cümleler, büyük harflerle devam etmiş :(

Ama hayat böyleymiş…
Tatlı olmayınca acı… Acı olmayınca tatlının değeri bilinmezmiş…
Ve her kişinin hayatına…
İyiler kadar kötüler… Ve iyi olaylar kadar, kötü olaylarda gerekliymiş…
Nihayetinde, bir bayram böyle geçmiş, gitmiş…

İyi haftalar dilerim…
Banu Durgunlu

KAÇMAK

Bu sabah, bir mesaj geldi cep telefonuma… Sezen aksu’nun ‘Şen şarkı’ sından birkaç satır… ‘Aşkım, günaydın de yeni güne… Yay gibi gerginsin çözül biraz…Bitmez dünyanın derdi ertele… Kurmanın hiç bir faydası yok, relax’ J Anlamıştı tabii ki beni, çözmüştü artık her halimi, hareketimi… Birlikte geçen yıllar boşa geçmemişti belli ki… J Güldüm, mutlu oldum, huzur buldum… Oysa 5 dakika öncesinde klavyenin başına oturmuş, bu hafta ne yazayım diye düşünürken, aklımda tek bir kelime vardı oda KAÇMAK… Öyle bunalmıştım ki… Öyle kalbimi kırmışlardı ki… Öyle yanılmıştım ki… L Uzaklaşmak istiyordum sadece… Bıraksın istiyordum peşimi, yüreğinin kabuğunda yaşayanlar… Kaçmaktı kelimem ve birden oldu olanlar… Kelimelerin oyununa kaptırdım kendimi, art arda geliverdi, kaçarken yapılanlar… Hafif melankolik, dertli bir yazı çıkar diye bekliyordum ama… Dedim ya, mesajla gelen o birkaç satır moralimi düzeltmeye yetti benim J O yüzden, bir de yorum yaptım bazı kelimelerin yanına hafiften J Yine de önceden belirteyim… Biraz uzun oldu seçtiklerim… Yazının sonuna doğru, bitirmeden KAÇMAK isteyebilirsiniz… Sonra ‘demedi’ demeyin J

Polisten kaçmak ( Allah düşürmesinJ )

Okuldan kaçmak ( Hepimiz yaptık)

Yaşamdan kaçmak ( dipteyim, sondayım, depresyondayım)

Askerden kaçmak ( ? )

Erkekliğin % 90 ı kaçmak? ( J )

Rüyada kovalanırken kaçmak ( çok olur bana )

Kendinden kaçmak

Gerçeklerden kaçmak (Ölüm acısını yaşayınca yaptım)

Haramdan kaçmak ( inşallah hepimiz)

Görevden kaçmak ( Türk Öğün Çalış Güven ? )

Kocaya kaçmak ( Her genç kızın rüyası :P )

Zile basıp kaçmak ( Hepimiz çocuk olduk J )

Tünel kazıp kaçmak ( L )

Duygularından kaçmak

Gazı kaçmak (kola)

Köpekten kaçmak ( kaçmayın, hemen çömelin:) )

Evden kaçmak ( tavsiye edilmez. bkz. Müjde Ar-Fahriye abla J )

Abes kaçmak (Racona ters bu işler )

Gözden kaçmak

Güneşten kaçmak

Yağmurdan kaçmak (doluya tutulmak)

Bırakıp kaçmak

Dolandırıp kaçmak ( Deniz Feneri J )

Mücadeleden kaçmak

Sorumluluktan kaçmak

Günahtan kaçmak

Ağır kaçmak ( öfke insanın gözünü kör edebiliyor L )

Aşırıya kaçmak ( muhatabını ve sınırını bilmemek L )

Ayıp kaçmak ( ayıbı düşünse insanlar L )

Kanundan kaçmak ( Türk polisi yakalar J )

İşin kolayına kaçmak ( rüşvet, helal değil haktır? L )

Sorunlardan kaçmak

Geçmişinden kaçmak

Pabuçsuz kaçmak ( bunun başka bir versiyonu da var ama, neyse… J )

Başka ülkeye kaçmak

En azından başka bir şehre kaçmakJ

En son madde bendenize çok uyuyor efendim, zira siz bu satırları okurken biz ailecek Antalya dolaylarında ya güneşleniyor ya da yağmur altında yürüyüş yapıp, şehir merkezindeki kapalı mekanları turluyor olacağız… Şansımıza artık?:))

Hepimize, sevdiklerimiz ile birlikte geçireceğimiz mutlu bayramlar dilerim.

Banu DURGUNLU
29. Eylül. Pazartesi