13 Mayıs 2008 Salı

BİZ KAÇ KİŞİYİZ ?

Kadınlar büyütür çocukları... Geleceği... Ve yine kadınlar geliştirir o küçücük beyinlerin içindeki fikirleri...

Çünkü doğduğu günden beri ne yapması ve nasıl davranması konusunda eğitilen??? Kadın... Bir süre sonra, kendi bilgilerini çocuğuna aktarmaya hazır hale gelir...

İşte kaç gündür aklımda bu konu var... Var da... Nasıl başlayacağıma dair kafamda da sorular...
Konumuz Eğitimli kadın... Ama öyle sandığınız gibi normal eğitim-öğretimden bahsetmiyorum ben...

Dişi cinsiyetteki her kişinin, kendisini ve kendinden sonra gelecek dişi nesilleri uyarması ve onlara doğru davranış taktiklerini öğretmesi için gereken bir eğitim benim anlatmak istediğim...

Şöyle ki;

Önce : Eş, anne, kız kardeş veya komşu teyze (fark etmez) alınır...

Sonra: Hayatlarındaki erkeklerin ( eş-oğul-baba vs.) nasıl olduğu ? Ve onların aslında nasıl
olmalarını istedikleri sorgulanır... Ev işlerine yardımcı, şefkatli, anlayışlı, paylaşımcı,
saygılı, sevgi dolu, duyarlı vs.vs.vs.

Burada amaç; Günlük hayatta çoğu kez farkına bile varmadan yaptığımız söylem ve davranışların bizim, eşimizin ve çocuklarımızın yaşamına yaptığı yanlış etkileri fark etmektir...
İşte aşağıda anlatılmak istenen de, bu kısır döngüyü kırmak için yapılan ümitsizce bir çabadır...L

Şimdi bir sorgulama yapalım;

Baba evi...

Kaçımız ? Sağlıklı normal bir genç kız olduğumuzun işareti sayılan Regl halinde, evdeki erkek kardeş veya babadan gizlice, anne ile banyoya kapanıp hem telaşlı, hem mutlu bu olayı aralarında yaşadı? ( Sünnet düğünleri cümle aleme duyurulup, birde üstüne göbek atılır iken ?)

Kaçımız ? Erkek kardeşleri, kız arkadaşlarını gururla anlatır ve ilişkilerini gönül rahatlığı ve baba desteği ile yaşar iken... Rahibe Teresa kıvamında ortalıkta dolaştık ?

Koca evi...

Kaçımız? Evliliğimiz boyunca, eşimizi yapması gereken işleri yapmadığı için uyarıp, karşılığını aldık..? Belki bir iki hatırlatma... Deneme, değiştirme çabası ama boşa çıkan emekler...

Kaçımız ? Sadece evin erkeği olan! babası veya kocası seviyor diye oturup saatlerce maç seyretti veya kumanda hükümdarlığına boyun eğdi ?

Kaçımız ? Başka bir şehirdeki ailesine veya yine başka bir şehre gezmeye gideceğim dediğinde... Kocasının gitmesine izin vermemesini ve üstelik bunu sizi düşündüğü için yaptığı açıklamasını duyunca içinden ‘ Ay canım beni seviyor ve kıskanıyor ’ anlamını çıkartacak kadar ümitsiz ?

Kaçımız ? Ne zamandır en sevdiği yemeği, eşi sevmediği için pişirmiyor?

Kaçımız ? Özel günlerde ( Evlilik yıldönümü,doğum günü vs.) alınmış gülleri kurutup, hatta yaprakları dökülüp, kararıp, kötü görünseler bile ‘Eşim benim için almıştı’ diyerek evimizin bir köşesinde saklıyoruz ? Tamam jest güzelde, kurutup saklamak yerine, arada yine tazeleri gelse...

Ve yine kaçımız ? Kadirizmin doruklarındaki Kadir İnanır ’dan duyarken çoğunlukla güldüğümüz ‘ Evimim kadını, çocuklarımın anası olacaksın ’ cümlesini, evlenme teklifi alırken veya beklerken, dünyanın en romantik cümlesi gibi algılarız ?

Şimdi biz böyle davranır iken...

Yapılan her harekette, Pollyanna misali iyi niyet çabaları arar iken...

Bu davranışlara ve uygulamalara sesini çıkarmayan, hali hazırda sessiz sakin bir eş, sevgili veya anne iken...

Kaç koca , sevgili veya baba ( kısaca erkek ) bu durumdan şikayet eder ve kendini değiştirir ?

Ve bu davranış ve hareketleri izleyip büyüyen çocuklarımızdan, eş veya anne baba olduklarında farklı davranışları nasıl bekleriz ?

Lütfen söyler misiniz... Biz kaç kişiyiz ???????


İyi haftalar diliyorum...

18.04.08

Hiç yorum yok: