13 Mayıs 2008 Salı

BÜYÜMEK !

Çabuk kırılıyorum...Resmen dağılıyorum...
Çok çabuk indiriyorum çevremde oluşturduğum kalkanlarımı....
Anında elim ayağım boşalıyor, kalbim kırılıyor...

İçimde bir yerlerde dünyalar yıkılıyor...
Göz ardı edemiyorum emeğimi, verdiklerimi...
Bu kadar duyarsız kalışlara, umursamazlıklara dayanamıyorum.

Unutmak affetmek istiyorum... Kendimi büyütmek...
Affetmek büyüklüktür derler ya hani.

Ancak affedersem içimden atabilirim belki şu koca yumruğu...
O yumruk ki günler ve gecelerce, her nefes alış verişimde...
Mideme sancılar girmesinin tek nedeni.

Yazarken ağladığım bu satırlar kadar değeri var mı yaşadıklarımın?
Yapılan iyiliklerin, karşılıksız verişlerin...
Demek ki yokmuş... En azından onların ve onun gözünde...

Peki ben neden bu kadar acı çekiyorum? Neden acıyor canım böyle?
İnsanın canını en çok değer verip sevdikleri acıtıyormuş meğer...
Bir kerede yanlış çıksa şu veciz sözler...

Bu hayatta hala ve hala... İnatla... Belki de kendi salaklığımdan!... Öğrenemedim ben...
O kadar kolay ki içimdekileri yüzüme gülüp iki tatlı söz söyleyene göstermem...

‘Cehenneme giden yollar iyi niyet taşları ile döşelidir’ sözünü hatırlatıyorum kendime..
Bu kaçıncı aldanışın, aldatılışın... Uyan artık kendine gel büyü diye!

Demek ki yaş almakla bir ilgisi yokmuş büyümenin...
Çalışmak, evlenmek, hatta anne olmakla da ilgisi yokmuş...
Önemli olan yürekmiş meğer...
Ne kadar safsa yüreğiniz... Ne kadar çocuksa hala...
O derece yaralanırmışsınız şu hayatta.

İnsan insanın değil, kadın kadının kurduymuş meğer..
Çok değil birkaç ay öncesinde yüze gülüp parlayan o gözler...
Şimdi kalkık bir kaşın altında, gereksiz bir kibirle ve gülerek bakıyorlar bana.
Ama o sahte gülüşlerin ardındaki bakışı da görebiliyorum ben.

Oysa bilse o gözler... Benim istediğim sadece ve sadece...
Mutluluğumu, sevincimi ve hüznümü paylaşabileceğim bir dosttu.
Hiç sahip olamadığım kız kardeşim gibi... Artık yanımda olmayan melek annem gibi...

Sorgusuz, sualsiz, hesapsız kitapsız bir ilişki...
Birinin eşi... Birilerinin annesi... Veya bir akraba olduğum için değil...

Sadece ben olduğum için... Soyut, öz, düz, basit... Sadece ben!
Belki de ‘sadece ben’ olduğum için olmuyor... Başaramıyorum...

Unutmak affetmek istiyorum...Kendimi büyütmek...
Affetmek büyüklüktür derler ya hani...
Meğer ne kadar zormuş... Gerçekten büyümek...???

İyi haftalar diliyorum...

12.04.2008

Hiç yorum yok: