7 Eylül 2008 Pazar

Hayırlı Bir Kısmet ?

Televizyonlarda yayınlanan bir çok program var…
Bir yanda, diziler, filmler, haber programları, Türk halkının istinasız % 80’inin her zaman tercih edip seyrettiği Belgeseller? ...
Diğer yanda, magazin programları, her gün bir yenisinin başladığı, ‘ bilmem ne star ’ yarışmaları ve son kabusumuz evlilik programları!
Evlilik programları sayesinde, nur topu gibi yeni medya maymunlarımız da var artık!
Bunlardan biri de, ‘Esra Erol’la Desti İzdivac’ adı program... Öyle çok tutuldu ki bu program bir süre sonra benzerleri mantar gibi çoğalarak, bir çok kanalda gösterilir oldu.
İzdivaç talep edenler oldukça geniş bir profile sahip… Genci, yaşlısı, kapalısı, açığı… 7′den 77′ye evlenmek isteyen insanların katıldığı bu programda adaylarımız, ‘kısmet’ lerini bulmadan önce bir güzel ( yaklaşık 5-10 dakika ) göbek atıyorlar… Her ne kadar sunucunun format gereği diyerek zorla oynattığı kişiler olsa da, bu durumu zevkle kabul edenlerde çoğunlukta… Sanırım bu adaylar, özellikle yaşlı olanlar, bu şekilde hala eğlenceli, dinamik olduklarının ve belki de gizliden gizliye ‘yaş 70 ama iş bitmemiş?’ in mesajını verme derdinde… J
Dansını bitirip yerine geçen aday kısmetini beklerken, programa konuk aranırken bulunmuş toplama izleyicilerden oluşan ‘jüri’ ise başka bir alem… Yorumları, gülüşleri, alkışları ve bazen de uygun kısmet bulamayan adaylara laf atıp ‘ sen ortada kalmazsın’ diye kendilerince moral vermeleri de, televizyon karşısındakilere saç baş yolduracak cinsten.
Erkek adayların beklentisi genelde, huzurlu bir yuva, güzel bir eş… Kadın adaylar ise daha sağlamcı, onların beklentisi ve tercihi ise, araba, ev ve de yüksek maaş miktarı .
Katılan kadın adaylardan birinin, ‘hangi özellikte eş arıyorsun ?’ sorusuna verdiği ‘beni sahiplensin yeter’ cevabı ise erkek egemen bir toplumda, kadınlarımızın içinde bulunduğu ruh halini ve konumunu bir kere daha yüzümüze çarpıyor.
Ve sonuç olarak; gerçek hayatta birisi ile tanışıp, olağan akışı içerisinde bir ilişki kurmayı beceremedikleri halde, başta programın sunucunun ‘ boylu poslu adamsın, taşı sıksan suyunu çıkarırsın’ ara gazları veya jüri konumundaki seyircilerin ‘ bu kız veya adam tam sana uygun’ fişeklemeleri ile kendisini olduğundan farklı görmeye başlayan adaylar, hayat eşlerini bulup huzurlu bir yuva kurma temennileri içerisinde programdan ayrılıyorlar…
İçlerinden kaçı bu durumu mutlu bir evliliğe dönüştürebiliyor ve en azından televizyonda düştükleri medya maymunu hallerini bir kazanç haline çeviriyor bilinmez…
Ama bilinen o dur ki…
Sonuçta bu ve benzeri programlar ile milyon dolarları ceplerine indiren televizyon sahipleri, her zaman en çok kazanan oluyor.
İyi haftalar dilerim.
Banu Durgunlu

Hiç yorum yok: