8 Eylül 2008 Pazartesi

Çünkü...Anneyim

Seni bir hücreden yaşamaya layık bir canlı haline getiren benim. Seni ıstırapların en büyüğüyle doğurdum; sevinçlerin en büyüğüyle kollarıma aldım. Sana ilk davranışı, ilk gülüşü, ilk bakışı, ilk heceyi ben öğrettim. Seni karşılıksız, menfaatsiz, tertemiz ilk ben sevdim. Sana hayatta ilk lazım olacak dersleri ben verdim. Senin yüzünden ilk acıları ben duydum. İlk ağlayışlarını benim göğsümde dindirdin. İlk sırrını bana açtın. İlk dost beni edindin.
Ben anneyim!Bana her zaman güvendin. Üzüntülerin benim üzüntülerim oldu. Seni pencerelerde bekledim, gelişinde kapılara koştum. Seni her zaman aynı duygularla bağrıma bastım, seninle iftihar ettim, seninle taçlandım, şereflendim.
Ben anneyim!Ben, Tanrı'nın en büyük lutfuna layık görülmüşüm. Ben bereketim. Ben Tanrı gibi insan yaratabiliyorum. Ben yeryüzünün iyi ve güzel, kötü ve çirkin her şeyin mesuliyetini taşıyorum. Medeniyet benim, mazi benim, gelecek günlerin ümidi benim.Ben anneyim!Ben insanlığın başı ve sonuyum. Ben hayata şekil veren sanatkarım. İstediğim renkleri kullanır, istediğim gibi yontarım. Beynine ilk nakşolan sözler benim, kalbe ilk yerleşen duygular benim duygularımdır. Ben cennet ve cehennemim. Ben istersem sevgi kardeşlik ve dostlukla büyütürüm; istemesem kinle, düşmanlıkla içini doldururum. Ben dünyaya nizam veren iradeyim.
Ben anneyim!Ben sabır ve tahammülüm. Ben en yumuşak ve en sertim. Cesur olmayı nasıl benden öğrendinse, korkuyu da ben sana öğrettim. Seni ilk öpen ve ilk döven benim. Sevmek, aşık olmak, şefkat, kin, dostluk ve düşmanlık duygularının hepsi bende.Ben anneyim!Bir acı duyarken beni çağırırsın. Ben teselliyim. Ölsem bile gözüm arkamdadır. Ben endişelerin derin kuyusuyum. Kendi içime düşerim. Ben bütün alakaların mihrakıyım. Cömert olduğum kadar hasis, kıskanmaz göründüğüm derecede de kıskancım.Evet seni kıskanırım. Sen benim eserimsin, sen benim emeğimsin. Sen benim güzel günlerim, geçen ömrüm, bütün hatıralarımsın. Seni kıskanırım. Seni bu duygumla bunaltır, isyan ettirir, üzerim. Seni kendime hasretmek isterim.Bunun için kıskanırım seni.
Ben anneyim!Ben saygının mihrabıyım. Önümde diz çökmeni isterim.Gönlünde yer etmeyi isterim.Hakkım ödensin isterim.Unutulmaktan korkarım.Baş üstünde ve başköşende yerim.Bu benim hakkım.Ben anneyim!Ve son nefesimde…Her zamanSütüm ve hakkım helal olsun yavrum derim.
(Sadun TANJU-1957 Gazeteci-Yazar)

Geçen cuma günü annemin yanındaydım yine… Kabrini ziyaret ettim…
Bazen aylık, bazen haftalık her ziyaretimde olduğu gibi, önce duamı ettim, ardından içimi ve biraz da gözyaşımı döktüm…Sonra birden aklıma yukarıdaki şiir ve o cümle geldi…
‘ BEN ANNEYİM… BİR ACI DUYARKEN BENİ ÇAĞIRIRSIN’ diyen… Eve döndüm şiiri buldum. Üstüne birde onu okurken ağladım… Ve haftanın son gününü gözleri ağlamaktan şişmiş bir halde tamamladım.
Şimdi, ben bunları niye yazdım? Bu harika şiiri sizlerle niye paylaştım?
Demagoji yapmak için değil elbette... Ben o kelimeyi bundan böyle sadece, hayatında hiç canının yarısını kaybetmemiş, gerçek acıyı bilmeyenlere yakıştırırım…
Neyse, cevabım basit…
Çünkü… Anneyim…
Çünkü… Annesiniz…
Çünkü… Biliyorum ki birçoğunuz, halen annenize sahipsiniz…
Varsa içinizde azıcıkta olsa, size can verene karşı sevginiz…
Gidin sarılın, elini öpün, koklayın…
Gerçi bana ne hacet?
Anneyseniz… Siz ne yapacağınızı zaten bilirsiniz.

Sevgilerimle…

Banu DURGUNLU

Hiç yorum yok: