7 Eylül 2008 Pazar

Tatil Hikayeleri-1

Evet başardık... Bu sefer oldu... Allah’ıma çok şükür, kazasız belasız, hatta bağırış, çağırışsız bir tatil geçirdik... Öyle kolay değil, iki çocukla tatile çıkmak bir kere... Üstelik ikiz, üstelik ikiz ve üstelik yine ikiz...
Neyse; hikayemiz güzel başladı... Sabah erken kalktık, çocuklarımızı uyandırdık. Her sabah bin bir naz ile mızıldayan çocuklar deniz ve havuz lafını duyunca gözlerini bile açmadan pijamalarını çıkarmaya başladı...
Son hazırlıklar, kontroller... Ya Allah bismillah yola çıkış...
Önce Yalova hızlı feribot, İstanbul...
Sonra Sabiha Gökçen havalimanı uçak, Antalya...
Ve en son Tur minibüsü ile Side...

Allah’ım bunlar benim çocuklarım mı?
Feribotta, uçakta, minibüste... Kendi koltuklarına oturdular, kemerler takıldı...
Kavga etmeden, hatta kardeş dayanışması içinde şarkılar söylediler, sözümüzü dinlediler...
Etrafımızda ağlayıp anne babasını türlü şekillere sokan çocukları görünce, aşkımla hafiften kabarmadık değil hani... Hem kendimiz ile hem de çocuklarımız ile gurur duyduk...

Meğer benim meleklerim artık büyümüş... Gözümüzün önünde her gün yeni yeni haller alırmış bizim çocuklarımız da, biz fark etmezmişiz meğer... Ve hak geçirmiyoruz ilgileniyoruz desek de, 7 gün 24 saat onların bize, bizim onlara ihtiyacımız varmış meğer...
Neyse, başlıkta ne dedim, tatil hikayeleri 1... Demek ki uzun sürecek bu mevzuu...
Önce havalimanı ve uçaktan birkaç komik anekdot... Ve sanmayın ki sadece çocuklara ait ?
Uçağımız 11:30 da ve biz her, her ama, öyle böyle değil her türlü? ihtimali düşünerek tedbirli babamız sayesinde 8:45 de havalimanında idik.. .Çünkü 11:30 uçağına yetişmek için sabah 5:00 te kalkmış, 6:00 da evden çıkmış, 7:00 Feribotuna binmiştik...J

Uçağın motorları çalıştı, hız almak için kalkış pistine doğru yavaşça ilerliyor...
Oğlumdan şöyle bir soru geliyor: Biz Antalya’ya kadar böyle mi gideceğiz anne?

Ve sorulara devam... Hem kızım, hem oğlum aralıklarla 55 dakikalık yolculuk boyunca yaklaşık 50 kere ‘nereye gidiyoruz?’ diye sorduğu için yakın koltuklardaki diğer yolcular da artık dayanamayıp olaya dahil oldular ve Antalya’ya gidiyorsunuz !!! diyerek (hatta bazen birkaç kişi aynı anda?) bize yardımcı oldularJ ?????

Biz kendi arabamızda seyahat ederken, yoldaki çukurlarda, yokuş aşağı veya yukarı inip çıkar iken bir oyun oynarız aramızda, ‘Ay düşüyoruz! Ay düşüyoruz’ diye...

Eee çocuk bunlar bilmezler ki uçakta böyle laflar edilmez... Nitekim oğlum, her sallanışta ve uçak inişe geçtiği anda kendince bu oyunu oynadığı için bolca kullandı ‘Ayy düşüyoruz !’ cümlesini... Biz uyarıp söylememesini istesek te, 3,5 yaşında bir çocuğun en deli konuşma çağında etkili olamadık tabi ki...J

Bir ara arkamızda oturan, hatta ne çok konuşuyor manyak çocuk! Diyecek kadar görgülü ve sevgi dolu bir bayan olan şahıs, ‘Ayy ben fena oluyorum’ diyerek kolonya istedi...

Acaba ‘Ay düşüyoruz’ etkili olmuş mudur?
Olmuşsa da buna takdiri ilahi diyebilir miyiz ? J
Devamı haftaya...

Hiç yorum yok: