2 Şubat 2009 Pazartesi

ÇOCUK VE CİNSELLİK

Bu hafta ikizlerimin anaokulunda ’Okul öncesi çocuklarda cinsellik ve cinsel eğitim’ konulu bir eğitim vardı. Özel Biliş Anaokulu’nda, Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Uzmanı – Gelişim Psikolojisi Bilim Uzmanı, Ahu Öztürk’ ün sunumu ile çok faydalı bilgiler aldık ve bende bu bilgileri sizlerle de paylaşmak istedim…
İkiz sahibi ebeveynler olarak konu bizi iki defa ilgilendirdiği için, sorduğumuz sorulara aldığımız yanıtları ve kısaca toplantı notlarımızı yazacağım önce…
Onun altında da konu ile ilgili metnin tamamını bulabilirsiniz…
*Çocuğunuzdan size cinsellik ile ilgili bir soru geldiği zaman, anne ve baba olarak tutumunuzu, şaşırma ve memnuniyet ifadesi gibi dürüstçe belli edin.
*Sen bu konuda ne düşünüyorsun diye yaklaşın, sorulan soruya cevabınız basit ve açık olsun.
*Çocuğunuzun cinsellik ile ilgili soru sormaması tehlikelidir… Genel olarak çocuğunuzun 3 yaşından sonra soru sorması gerekmektedir, eğer size böyle sorularla gelmediyse, soru sorması için fırsat yaratılmalıdır.
*Suskunluk, azarlama, kızgınlık ve sürekli cinsellik pis vs. söylemler yerine, çocuğunuza karşı, ilgi, anlayış, memnuniyet gösterin ve cinselliğin çok doğal olduğunu belirtin.
*Cinsel organları isimlendirmede bizim genel toplum kültürümüze uygun kelimeler kullanılmalı veya hali hazırda kullanılan kelimelere devam edilmelidir… Aşağısı veya yukarısı şeklinde bölge adı belirtilmemelidir…
*Çocuğunuz kendini tatmin ediyorsa bunun çok doğal olduğunu ama her zaman ve her yerde yapılamayacağı söylenmelidir…
*Aynı odayı kullanan kardeşler veya ikizler, belli bir utangaçlık geliştirmeye ve itirazlara başladığı zaman (yalnız kalmak ve yalnız yapmak istediği zaman, ki bu genellikle ilk okul çağlarında olur) odalarını ayırmak gerekir… Bu yaptığın ayıp vs. yaklaşımında bulunulmamalıdır.

**********************************************************
İnsan doğduğu günden ölümüne kadar cinselliği olan bir varlıktır. Dolayısıyla cinsellik hakkında bilgilenmenin veya cinsel eğitimin yaşam boyunca sürmesi gerekir.
Bu yaşam dönemlerinin en önemlisi ise 0–6 yaş dönemidir. Çünkü bu yaslarda bir erişkin gibi bağımsız ve aktif olarak, merak edilen cinsel konuların çeşitli kaynaklardan araştırılıp öğrenilmesi söz konusu değildir ve edinilen bilgiler erişkin yaşa gelindiğinde cinsel tutum ve davranışların sağlıklı olması açısından belirleyicidir. Henüz okul ve öğretmenler çocuğun hayatına girmediğinden asıl eğitici konumunda olan anne-babalara büyük görev ve sorumluluk düşmektedir. Bu sorumluluğu yerine getirirken dört evrede inceleyebileceğimiz, 0–6 yaş dönemi cinsel gelişim ve davranışları hakkında aşağıda özetlenen temel bilgilere ihtiyaç vardır.
0–18 ay:
—Bebek kucağa alınma ve okşanmayla bedensel teması ve bundan haz almayı öğrenmeye başlar.
—Cinsel kimlik ve cinsel rol gelişimi başlar yani bebekler, kız veya oğlan olduklarını anlamaya ve buna uygun davranmaya başlarlar.
—Kendiliğinden erkek bebeğin penisinde sertleşme ve kız bebeğin vajinasında ıslaklık olur.
—Bir yaş civarında bebeklerin çoğu cinsel organlarını keşfeder ve dokunmaktan hoşlanır.
18 ay–3 yaş:
—Tuvalet eğitimi ile birlikte çocuk cinsel bölgenin daha fazla farkına varır.
—Kendi cinsiyetinden emindir ancak bunun kalıcı olup olmadığını bilmez.
—Diğer çocuklara kız veya oğlan oluşlarına yani cinsel kimliğine göre farklı davranmaya ve onların davranışını kabul etmeye başlar.
—Cinsel organlar ve bedensel fonksiyonlar için kelimeler öğrenir. Bu dönemde çocuğa cinsel organların doğru terimlerle tanıtılması gerekir. İdeal olanı tıbbi terimlerin (vajina ve penis) öğretilmesidir. Anne-baba ve bakıcıların cinsel organlara lakaplar takması, mastürbasyona karşı olumsuz tavır takınması doğru değildir.
—Bedensel temas, öpülüp sevilmeye duyulan ihtiyaç devam eder.
3–4 yaş:
—Bebeklerin nereden ve nasıl geldiklerine dair sorular sormaya başlar. Üreme bu yaştaki çocukların anlaması için çok karmaşık bir süreçtir. Bu nedenle bebeklerin nasıl olduğuna dair bilgiler defalarca tekrarlanmalıdır.
—Akranları ve oyuncaklar aracılığı ile cinselliği anlamaya çalışır."Doktorculuk" ve "Evcilik" oynayarak kadın ve erkek vücutları arasındaki farklılıkları öğrenmek için çabalar.
—Başkalarının tuvalette ne yaptığını merak eder. Yetişkinlerin argo konuşmalarını taklit eder.
—Hangi davranışların sosyal olarak kabul edilebilir olduğunu anlamaya başlar. Toplum içinde ve özel mekânlarda nasıl davranılması gerektiğini kavrar.
—Özellikle erkek çocuklarda cinsel bölge duyumu artmıştır ve çoğunlukla da üzgün olduklarında cinsel organlarını tutarlar.
5–6 yaş:
—Bebeklerin nasıl oluştuklarından ziyade nasıl doğduklarıyla ilgilidirler. Arkadaşlarından cinsellikle ilgili doğru olmayan bilgiler edinebilirler. Böyle bir durumda anne-babanın çocukları ile cinselliği açıkça tartışıp konuşması ve doğru bilgiler vermesi uygundur.
—Giyinirken veya banyoda yanlarında kimsenin bulunmasını istemezler.
—Cinsiyetler arası farklılıklara karşı daha duyarlı olmaya başlarlar. Kendi cinsiyetinden çocuklarla arkadaş olma eğilimi gösterirler ve kadın/erkek rollerine olan ilgileri giderek artar.
—Cinsel oyunlara ve mastürbasyona devam eder.
—Açık-saçık, müstehcen kelimeler kullanmaya başlar.
—Daha az olmakla birlikte bedensel temasa ihtiyaç duyar.
—Vücuduna sahip çıkmayı ve kendisine uygunsuz biçimde dokunulduğunda "hayır" demeyi bilir.
Çocukla cinsellik hakkında konuşurken dikkat edilmesi gereken noktalar şunlardır:
1.Çocuğunuz soru sorduğunda cevap verin."Büyüdüğünde sana söylerim" veya "sen nereden duyuyorsun böyle şeyleri " diyerek onu engellemeyin. Çocuğunuz bir daha sormayabilir ve güvenilir olmayan kaynaklardan yanlış şeyler öğrenebilir. Çocuğunuza soru sorması nedeniyle memnun olduğunuzu belli edin ve "Bu soruyu bana sorduğun için teşekkür ederim."diyerek onu ödüllendirin.
2. Döllenme ve doğum hakkında konuşurken şüpheli, belirsiz veya gerçek olmayan ifadeler kullanmayın. Çocuğunuz insanlar hakkında öğrenmek isterken hayvanları örnek olarak vermeyin. Bu kafa karıştırıcı, baştan savmacı bir tutumdur.
3.Çocuğunuz soru soracak kadar büyükse, doğru yanıtları ve doğru sözcükleri öğrenecek kadar da büyüktür. Çocuğun ne sorduğunu anladığınızdan emin olduktan sonra doğrudan sorulan soruya yanıt verin. Çok fazla bilgi veriyor olmaktan korkmayın. Hazır olmadığı bilgileri eleyip unutacaktır. Çok uzun, karmaşık cevap bir daha soru sorma konusunda hevesini kıracaktır. Bundan kaçının. Çocuğunuza hazır olduğunu düşündüğünüz seviyenin biraz üzerinden bilgiler verin. Böylece hem tahmin ettiğinizin üzerinde anlama olasılığını göz önünde tutmuş hem de gelecekteki soruları için yol açmış olursunuz. Fakat konuştuğunuzun bir çocuk olduğunu da unutmayın ve aşırı kitabi bilgiler vermekten kaçının. Örneğin çocuk, kızlar ve oğlanlar arasındaki farkları sorduğunda bir kitap açarak ayrıntılı cinsel anatomi bilgileri vermeyin. Çocuk gözle görülür farkları bilmek ister. Bu durumda sadece kızların vajinası, oğlanların penisi olduğunu ve erişkin yaşa geldiklerinde kızlarının memelerinin büyüdüğünü, erkeklerin sakallarının çıktığını söyleyebilirsiniz.
4.Soruyu sorulduğu zaman yanıtlayın. Eğer çocuğunuz soru sorduğunda cevap veremeyeceğiniz bir konumda iseniz, örneğin kalabalık bir markette iseniz ``Bunu evde konuşalım.`` ya da ``Bunu daha sonra konuşalım.`` diyerek cevap vermeyi kısa bir süre için erteleyebilirsiniz.
5.Bilgilendirirken yaşına uygun resim ve kitaplar kullanınız.
6.Çocuğunuz soru sormasa bile öğrenmesi için fırsatlar yaratın. Örneğin televizyon programlarından ya da hamile bir arkadaşınızdan yola çıkarak bebeklerin nasıl olduğunu ve nasıl doğduğunu anlatabilirsiniz. Anlatırken doğru terimleri kullanınız. Çocuğunuzun soru sormaya devam edebilmesi için doğru sözcüklere ihtiyacı vardır.
7.Benzetmeler kullanırken dikkatli olun. Çocuklarda soyut düşünme henüz gelişmediğinden "Anne karnında bir tohumun büyümesi" kavramını gözlerinde annenin içinde bir ağaç büyüdüğü şeklinde canlandırabilirler.
8.Bazen çocuğunuzun sorduğu soruyu bilemeyebilirsiniz. Bu durumda en doğru tutum "Bunun cevabını bilmiyorum. En kısa zamanda öğrenip seni bilgilendireceğim."demektir. Pek çok alanda olduğu gibi cinsellik konusunda da bilgilerimizi güncelleştirmeye, gözden geçirmeye ve bilgi edinme karşısındaki engelleri gidermeye ihtiyaç vardır.

İyi haftalar ve mutlu yıllar dilerim…
Banu Durgunlu
28.12.2008

Hiç yorum yok: