2 Şubat 2009 Pazartesi

ÖĞRENİRSİNİZ

İnsanların hayatlarında belli dönemler vardır ve bu dönemlerin her biri insan için, yeni eğitim sezonunun başlangıcı gibidir…
Aile içinde evlatsınızdır… Anne babanızdan; iyi insan olmayı, görgü kurallarını, büyüklere saygıyı, sevgiyi, insanları, hayvanları, doğayı sevmeyi vs. hayat tecrübelerini öğrenirsiniz…
Okulda öğrencisinizdir; Tarih, coğrafya, matematik, fizik vs. dersleri görür kültürünüzü ve bilginizi geliştirirsiniz… Eğitim öğretimi, sosyalleşmeyi öğrenirsiniz…
Büyürsünüz, okursunuz, bir mesleğiniz olur, çalışma hayatını öğrenirsiniz.
Arkadaşlarınız, dostlarınız olur; gülmeyi, dertleşmeyi, paylaşmayı, iyi günü kötü günü birlikte geçirmeyi… Belki bir dost elinin sıcaklığını duyar, belki de dost kazığı yemenin ağırlığını yaşar, insanları tanır, iyiyi kötüyü öğrenirsiniz…
Evlenirsiniz eş olursunuz… Sevmeyi sevilmeyi, aşık olmayı, her türlü eşyayı, yaşamınızı paylaşmayı ama sevgiyi ve sevgiliyi paylaşmamayı öğrenirsinizJ
Sonra…
Sonra, anne veya baba olursunuz… Ve anne, baba olunca;
Sonsuz ve koşulsuz sevginin nasıl bir şey olduğunu,
Kalbinizin vücudunuzun dışında da atabileceğini...
Yaşama amacınızı, hayatınızın anlamını,
Yeniden çocuk olmayı, her şeyi en baştan yeniden öğrenmeyi,
Çok, çok, çok ama çok sevmeyi,
Koruma içgüdünüzün bir panter veya kaplan ile eşdeğer olduğunu,
Uykusuz da yaşanabileceğini, hatta uyanıkken rüya görülebileceğiniJ
Çocuklu evde dağınıklığın ve yorgunluğun gayet normal olduğunu, dağınıklığı olması gereken buymuş gibi algılamayı ve hatta bir evin küçük oyuncaklar ve yerlerdeki yırtık kağıt parçaları ile kendine has bir dekorasyona sahip olabileceğini...
Gün içerisinde çocuklarınızla yüzlerce kelime kullanıp konuşunca akşam olduğunda dilinizin şişebileceğiniJ
Sabırlı olmanın, erenlere evliyalara has bir meziyet olmadığını, bir annenin de yeri geldiğinde, Yaaa sabırrrr! Çekerken, aynı manevi duygularla dolup taşabileceğiniJ
Öğrettiklerinizin geri dönüşlerini alınca, nobel ödülü almış gibi sevinmeyiJ
Başkasının öksürüklerinin, ciğerinizi parçalayabileceğini,
Ağlamaklı gözlere bakıp ağlayabileceğinizi,
Minik bir tebessümden büyük mutluluklar yaşayabileceğinizi…
Bir tek çocuklarımın(nızın) yediği lokmada gözüm olduğunu? J Çünkü fazla yesinler diye lokmalarını saydığımı(mızı)…
Her şeyi iki kere yapmanın gayet normal olduğunu sanmayı…
Tek çocuğumuz olsaydı? nın hayalini bile kurmayı beceremediğimizi…
Bir insan öpücüğünün, kesilen parmağın acısını dindirebileceğini,
‘Seni çok seviyorum anne’ cümlesinin dünyadaki en anlamlı ve en güzel kelime topluluğu olduğunu…
Ve…
Bu kadar küçük bir bedenin, hayattaki en büyük huzuru verebileceğini…
ÖĞRENİRSİNİZ…

Ben öğrendim J J J

Hepinize iyi haftalar dilerim…

Banu DURGUNLU
22.12.2008

Hiç yorum yok: