10 Mart 2008 Pazartesi

ŞEHİT

ŞEHİT

Bir anne olarak, tanımadığım anneler ve evlatları için ağlıyorum şu son bir haftadır...

Hemen her gece, şehit haberlerinde, bazen ağıtlarıyla bazen üzgün ama mağrur duruşlarıyla evlatlarını toprağa veren anneler için...

İnsan ister istemez bir empati kuruyor, kendini o annelerin yerine koyuyor.

‘Ona bir şey olursa ben ne yaparım’ oluyor ilk düşünce... Ama her ölümde olduğu gibi, giden değil kalan ölüyor aslında... Canının canını kara topraklara verirken, o sonsuz acının içinde derinlerde bir yerde şimdi ben ne olacağım korkusu büyüyor. Onsuz bir hayat düşünülemiyor çünkü... Her ölüm ayrı acı veriyor belki, ama evladın olursa cansız yatan... Bunun tarifi imkansız oluyor.

Şehit olan evlat; ‘Şehitler ölmez vatan bölünmez’ nidaları ile uğurlanırken cennet mekanına, anne de kendi cehennemine doğru yola çıkıyor.

Daha önce okumuştum ama yine aldım elime; Osman Pamukoğlu’nun hem ders hem de anı kitabı niteliğindeki müthiş eseri; ‘Unutulanlar Dışında Yeni Bir Şey Yok’... Öyle güzel ve anlamlı bir kaç paragraf var ki savaş ve şehit anneleri için, yazmasam olmazdı...

‘Bugüne kadar tüm savaşlarda sadece ve sadece anneler kaybetmiştir. Başka hiç kimseye bir şey olmamıştır. Hiç bir sonuç annenin mezara kadar devam edecek olan yüreğindeki ateşe derman olamaz.’

Tabii ki sadece anneler değil; eşler, yeni doğan ve babasını kokusunu bile tanımadan kaybeden bebekler, bundan sonra koşturup kucağına atlayıp sarılacağı veya güvenli kollarına sığınacağı babacığını kaybeden çocuklar.

‘Yurt savunmasını bizim milletin yüreklerine kurulmuş kalelerle yapıyoruz. En büyük, en etkili silahımız ve gücümüz onun vatan sevgisi ve çocuklarını bu asil duygu için şehit olmaya adamaları.’

Her ne kadar ‘çekip gitmek’ isteyenler olsa da, ‘Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, vatan uğrunda ölen varsa vatandır’ düşüncesine sahip anne babalar ve evlatların yaşadığı bir vatanım olduğu için gurur duyuyorum ben... Umudum bir gün bu acıların son bulması yönünde...

Yazımı hazırlarken duydum Güneş Harekatı’ nın sona erdiğini ve birliklerimizin geri çekildiğini...

Harekata adını veren, şehit kızı çıplak ayaklı Güneş...

Ve Dağlıca da ki diğer şehitler... Kanınız yerde kalmadı işte... Huzur içinde uyuyun yerinizde...

Umarım ki; sizin içindi bu harekat... Umarım ki; ‘örtü’ arada kaynasın diye can vermedi, 24 asker 3 korucu, toplam 27 evlat...

‘Acı çekmeyen ve çekenlerden haberi olmayan acıları dindirmenin yollarını aramaz, arasa da doğru şekli bulamaz.’

Şimdi ben bu söz üzerine ; Yönetemeyen yöneticilerimize hitaben birkaç kelam daha etmek isterdim ama...

Bana ne hacet....

Zaten ne demiş Fuzuli; ‘ SÖYLESEM TESİRİ YOK; SUSSAM GÖNÜL RAZI DEĞİL ’


İyi haftalar diliyorum...

03.03.2008

Hiç yorum yok: