10 Mart 2008 Pazartesi

ÇOCUK VE AŞK

ÇOCUK ve AŞK

Geçti... Kaç gün oldu, farkındayım… Yazıldı, çizildi, hediyeler alındı verildi...
Ama, günün anlam ve önemine hitaben !!!
‘Sevgililer günü’ için sen de yazı yazmalısın diyor içimdeki ses...Yazman lazım,lazım da nasıl ve kime yazmam lazım?

Genelde bu tarz ‘sevgi dolu’ yazılar -doğal olarak- sevgilinize veya eşinize hitaben yazılır.
Bir dakika aman, eşimi sevmiyor veya sevilmiyor değilim yanlış anlaşılmasın J.

Ancak bendeniz gibi 8 yıllık evlilikten sonra bile, eşine olan sevgisini, mutluluğunu ve bağlılığını ifade etmek için AŞKIM dan başka bir hitap şekli bulamayan...???

Veeeee......

‘ Sevgilim, canım, bir tanem, hayatım, tatlım ya da ismin sonuna getirilen cım, cum vs eklerinin yanında mavişim, bal gözlüm, selvi boylum’ diyerek methiyeler düzemeyenlerden ama bunun yerine, aşkını sade ama gerçek yaşayanlardan iseniz... Kulubümüze hoş geldiniz J

Eşler veya sevgililer birbirlerine, allayıp pullayıp süslü laflar ettikleri zaman, bana elindeki malın kusurunu örtmeye çalışan pazarlamacıları hatırlatırlar nedense, hiç samimi gelmez bu tavırları... İşte bu zihniyettekiler için ‘’Sevgililer Günü’’ bulunmaz nimettir...

Bakınız örneğe; ne demiş Ebru Şallı kocasına sevgililer günü mektubunda ‘ Aşk, seninle birlikte Pilates yapmaktır’???.... Yazık bana yazık ki, ben daha pilates nasıl yazılır diye Google’da gezeyim... El alem yapsınJ.

Bir kere, zaten işin mantığına karşıyım sevgili okurlar... Sevmenin ve sevginin günü mü olur? Tek bir güne bağlanır mı her şey ? Bir gün önce, sevmiyor veya sevilmiyor muydunuz eşiniz veya sevgiliniz tarafından ? Bu ispat etme çabası niye? En aşık benim, en büyük aşkı ben yaşıyorum diye... Zaten öyle olmasa ne işiniz var ki hayat arkadaşınızın yanında...?

Herkes hediye derdinde...
Romantizme bakmıyor artık kimse...!
Nerede o ölümsüz aşklar? İki gönül bir olunca seyran olan samanlıklar?
Tam bir pazarlama mantığı ile bütün dükkanlarda sevgiler günü indirimleri....!!! Aslında indirivereceksin o vitrinleri...!!! Sonra mı....??? Sonra sevgilinle ve elinde bir demet çiçekle karakolda geçireceksin o malum günü ve geceyi... İşte size unutulmaz bir sevgililer günü hediyesi J...
Aslında fena fikir değil, denesem mi acaba? Evliliğinizdeki heyecanı kaybetmeyin demiyorlar mı bu işlerin uzmanları... Hem eşim avukat, belki eş durumundan....?????????

Tamam, konuyu dağıtmayalımJ

Sevgilim bir değil ki benim, hangi birini yazayım?...

Sevgilim eşim, sevgilim çocuklarım, sevgilim ailem, sevgilim dostlarım, sevgilim Atam, sevgilim vatanım, sevgilim toprağım..
Örnekler çok... Sevmek... Sevilmek ve Aşk için...
Ama benim en beğendiğim ve değer verdiğim yaşamımızın anlamı çocuklardan gelen aşk tarifleri...
Büyükler girince işin içine...Ne bileyim, tadı kaçıyor sanki aşkın... Neyse,okuyun ve kararı siz verin...
Aşağıdaki tarifler, ilk okul 3.sınıf öğrencilerinin, Aşk nedir? sorusuna verdikleri cevaplar.....

Sedat: Aşk bir kızı sevmektir. Kızın huyları ve hareketleri güzelse bu bir aşktır. Kızın gözleri maviyse adam o kıza aşık olurJ
Yağmur: Önce tanışırlar... Kız düzenli besleniyorsa erkek ona aşık olurJ
Şirin: Birine yardım edersen o sana aşık olur. Çok sever ve yemeğe davet eder J
Ümit: Aşık olup evlenirler. Sonra adam eve gidip kadını dövüp yemek yaptırır. Ben aşık olursam kızı lokantaya götürürüm...L....J
Gizem: Aşık olunca erkek, kızı okuldan sonra takip edebilirJ
Batuhan: Önce tanışıp aşık olurlar. Sonra el ele yürürler, kafeye giderler. Sonra nikah kıyılır, kına gecesi yapılır. Sonra da hemen çocukları olurJ
Hamit: İnsan sevdiklerine aşık olur. Ben Allah’a, Atatürk’e ve öğretmenime aşığım. Birine daha aşığım ama onu yazamam. Ama o Japonlara benziyor:J
Elif: Aşık olunca insanlar hep sevdiği kişiyi düşünür. Hep onu hayal eder ve hep onu görmek ister. Ona sevgisini belli etmek ister. Aşk bir kişilik değildir; iki kişiliktir.

Hepinize çocuklar kadar saf, temiz ve katıksız bir aşk....
Ve iyi haftalar diliyorum.

17. 02. 2008

Hiç yorum yok: