10 Mart 2008 Pazartesi

HAYBEDEN GERÇEK ÜSTÜ AŞK

Haybeden Gerçeküstü AŞK

Bazı insanlar vardır, seversiniz veya sevmezsiniz ve bazı insanlar da vardır ki hangi kategoriye koyacağınızı bilemezsiniz... İşte benim için, Yılmaz Erdoğan’da öyle...

Bir dönem internet ortamında hakkında çıkan Kürt-ili hicazkar!!! sempatizanlığı haberleri (yoksa karalama kampanyası mı demeliyim? Malum, güzel ülkemde yapılan her iyi işe mutlaka bir çamur atma kampanyası başlatılır) neticesinde bende vatansever her Türk evladı gibi biraz soğumuştum kendisinden.

Ama gelin görün ki iş; sanata ve insanların ortak beğenilerine yada; bunu ben de yaşıyorum, düşünüyorum ama ifade edemiyorum kısmına gelince, orada durmak ve Sezar’ın hakkını Sezar’a vermek gerekiyor…

Şimdi; bu sinema ve tiyatro eleştirmeni hali nereden çıktı derseniz de olay şöyle gelişiyor...

Geçen haftalardan birinde, köşe komşum Özgür İde’nin yazısında konu edilen Bursa-İstanbul kıyaslamalarına, sadece tiyatro ve kültürel etkinlikler konusunda katılmıştım, çünkü yaşamaktan çok keyif aldığım bu şehirde, ne yazık ki bunun eksikliğini ben de çok hissediyordum.

Sonra bir gün, ikinci evim sayabileceğim yegane mekanlardan biri olan D&R’ da rastladım ‘Haybeden Gerçeküstü Aşk’a...

Yıllar önce İstanbul’da BKM oyuncularının-Bana bir şeyhler oluyor-adlı oyununu seyretmiş ve canlı performanslarına hayran kalmıştım. Dün akşam da ‘Haybeden Gerçeküstü Aşk’ı seyrettim, bu sefer ne yazık ki DVD den!... Canlı gibi olmuyor ama oyunun metnine, kadın erkek ilişkisinin bu şairane ve komik anlatımına, Yılmaz Erdoğan ve Demet Akbağ’ın müthiş oyunculuklarına yine bayıldım.

Çok güldüm, çok güldük... Çoğu sahnede benzer şeylerin bizim de başımıza geldiğini ve halen gelmekte olduğunu fark ettim, ettik...İşte size oyundan birkaç diyalog ve ‘bence’ yorumlar;

Romantizm ;
Kadın: Ben salondaki mumları yakıyorum...
Erkek: Ne o tatlım, ayin mi var?
( Kabul edin bayanlar, bu mum işini sadece biz seviyoruz, erkekler için evde yakılan her mum potansiyel yangın çıkarıcı.J )

Seven fark eder ;
Erkek: Sen saçına bir şey mi yaptın ?
Kadın : Bir şey mi yapmam gerek? güzel değil mi ?
Erkek : Anlamadım ki ne yapacağımı? fark etsem kabahat, etmesem kabahat...geçen gün koyu kestaneden bir ton daha açık yaptırmıştın da ben anlamamıştım, kavga çıkmıştı, kestane uzmanıyım ya ben!
( Şimdi; röfle, balyaj, dip boya, bunlar bir erkek için anlaşılması zor şeyler olabilir...ama bir kadın, sarıdan siyaha boyarsa saçlarını veya en son düğünümde böyle makyaj yapmıştım kesin fark eder eşim diye düşünürken, bu değişiklikler yine de fark edilmez ise ???)

Eski sevgili kıskançlığı ;
Erkek: Ayrılan insanların zırt pırt buluşmasını anlayamıyorum...
Tanıştırayım bu eski sevgilim, bu da benim eski sevgilimin yeni sevgilisi, ne güzel değil mi? hepimiz hepimizin her yerini ezbere biliyoruz, bence her Pazar buluşalım, el ele çıplak halay çekelim J
( Yorum yok )

En sevdiğimiz artistler ;
Erkek: Nicole Kidman
Kadın: George Clooney çok sevdim, o beni hiç sevmiiyoor..
( Kaç gündür dilimde bu cümle, hala gülüyorum J )

Ne denir ki ? mükemmel bir oyun; belki çoğunuz daha önce izledi bile, ama yine de eğer izlemeyeniniz var ise ve evli iseniz ,mutlaka eşinizle beraber seyredin... Gerçek yüzünüzü görün...J
Tanışma, telefon sohbetleri, sinema, birlikte gidilen partiler, evlenme faslı, kıskançlıklar,kavgalar... Ben aklımda kalan bir kaçını yazdım sadece... Ama asıl akılda kalması gereken de, bence şu cümleydi....

‘ AŞK BİR ELMA ŞEKERİDİR ASLINDA... ELİNDE SOPAYLA KALANA KADAR YER DURURSUN ’

İyi haftalar diliyorum.

28.01.2008

Hiç yorum yok: